yerde

yerde
hemşeri. I, 407; III, 40

Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • Yèrde — nf lierre Chalosse …   Glossaire des noms topographiques en France

  • yerde — …   Useful english dictionary

  • yerde kalmak — saygı görmemek, yüzüne bakılmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara yerde — zf. Arada Dünya böyledir zaten / Kadın olmasın ara yerde. B. Necatigil …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır — bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gökte ararken yerde bulmak — çok güçlükle ele geçirebileceğini sandığı şeyi veya kimseyi birdenbire bulmak Merhaba dostum / Seni gökte ararken / Yerde buldum. B. Necatigil …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz — küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu yapmaya fırsat bulamaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateşle barut bir yerde durmaz — biri kız, biri erkek iki kişinin bir yerde yalnız başlarına kalmalarının sakıncalı olduğunu anlatmak için söylenen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanını yerde koymak — (birinin) birini öldüreni ölümle cezalandırmamak Oğlum Halil in kanını yerde koyarsanız bu dünyada da öteki dünyada da ak sütüm size haram olsun. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • orte yerde — ortch(y)ard, orte(s) yerde see orchard …   Useful english dictionary

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”